17 Haziran 2010 Perşembe

sıkıntılar, mutsuzluklar


Mutluyum, süperim, çok şahaneyim de ufak tefek sıkıntılarım var şu anda. Mesela boğazım ağrıyor. Zaten kronik şiş olan bademciklerim şu anda ağzımdan çıkmak üzereler (evet Haziran'ın ortasında bana acımıyorlar) Diyeceksiniz ki soğuk bir şeyler içtin ondan. Belki çok çok büyük bir konuşma gibi gelecek size ama "hayatımda hiç soğuk bir şey yemedim ve içmedim! soğuk su içmek gibi bir alışkanlığım da hiç olmadı. sıcak için de aynıları geçerli."
Evet tüketim maddelerini oda sıcaklığında tüketme eğilimindeyimdir hatta dolaptan çıkarılmış şeyleri yiyemediğimden saatler önce çıkarır tezgaha koyarım sırf bu yüzden bozduğum yemek çok olmuştur:(
Neyse dönelim konumuza boğazım ağrıyor ve ara ara öksürüyorum. Geçen sene de yazın ortasında faranjit geçirmiştim dünya kadar ilaç iğne vb kullanıp en sonunda lanet olsun iyileşmiyor ben de kendi haline bırakacağım artık deyip bırakmıştım iyileşmeye çabalamayı. Hatta Bodrumda hiç alakasız başka bir rahatsızlığım olup da sağlık ocağına gittiğimizde aaa faranjitsiniz siz demişti. Adama asıl sorunumun faranjit olmadığını diğer hastalığıma bakması gerektiğini söylediğimde ciddiye almamıştı... Umarım bu sene de benzer şeyleri yaşamam. Zira yazın hiç çekilmiyor hastalık...
Bir sıkıntım daha var o da burnumun içi nedenini bir türlü anlayamadığım şekilde tekrar yara oldu. O kadar iğrenç bir acısı var ki bir de içiniz gıdıklanıyor, nefes alırken bile almasam mı ya diyorsunuz...
Diğer bir sıkıntım sıcaklarla alakalı. Geceleri sıcaktan uyuyamıyorum! Sağa dön sola dön derken saatler geçiyor. İşin kötü yanı yatağım da gıcır gıcır gıcırdıyor benim uykumu kaçırdığı yetmezmiş gibi bütün komşuları da ayağa kaldırdığına eminim. Aslında geçen sene bir ara gidip yeni bir yatak almayı düşünüyordum ama bu aralar pek iyi bir yatırım olmayacağını düşündüm. Sonra atılıp gidecek o yatak...
Sağlık dışı da birtakım sıkıntılarım mevcut.
Mesela bilgisayarım tamire gidip gelmesine rağmen hala ara ara fanlarından cozurtular çıkarıyor ve tam olarak ne olduğunu saptayabilmiş değilim.
Yeni fotoğraf makinamı fajita'ya düşürdüğümden objektifi açılmıyordu. Onu da servise verdim ama ne zaman geleceğini bilemiyorum.
Cep telefonum konusuna girmek bile istemiyorum. Çünki neredeyse 3. ay dolacak ama hala telefonum serviste ve hala daha ithal edilme işlemleriyle uğraşılıyor. Kendisi başlı başına bir yazı olabilecek kadar çok ayrıntıya sahip. Bilahere anlatırım.
Odamdaki gereksiz ıvır zıvırlardan ve sayısız hatıralarımdan arınmam lazım. Bu kadar çok eşya hem yoruyor hem de hareket serbestisini ortadan kaldırıyor.
KPSS denilen iğrenç sınava yaklaşık 3 hafta kaldı. Ama sanırım eskisi kadar umursamıyorum. Bu sıcakta nasıl ruh halimi toparlayacağım onunla ilgili de herhangi bir fikre sahip değilim.
Daha birsürü mutsuzluk kaynağı ekleyebilirim buraya. Ama bu hep negatif yaklaşıyorum her şeye anlamına gelmiyor tabi. Mutluluklarımla ilgili de bir liste yapacağım pek yakında:) Beni bekleyin anacım:)))
Öptüm hepinizi muk muk muk

By Di

2 yorum:

  1. Sana hiç kıyama ben:)))Lütfen çarçabuk iyileş.Biz iki dost bu kadar mı benzeriz.Bütün bunlar çocukken bademcik ameliyatı olmadığımızdan mı başımıza geliyor?Ki bunun daha zararlı olduğunu söylemişlerdi.Ayrıca bademcik ameliyatı acısıda çok fenaymış diye uyarmışlardı.Amaşunu itiraf edeyim ben senin aksine başıma gelecekleri hakkettim.Ve bizzat soğuk birşeyler içtim,yedim.Ceyranda kaldım ve ayrıca saçımı soğuk suyla yıkadım.
    Evdeki bütün elektronik eletleri, yaprak dökümünün kötü karakteri Ferhundeye benzetiyorum.Bana Ali Rıza Bey gibi davranıyorlar.Hor görüp,tartaklıyor,perişan ediyorlar:(((Sana bu konuda yerden göğe katılıyorum.

    Çarçabuk iyileşelim can canım:)))

    YanıtlaSil
  2. evet kuzucuğum ben de aynen bademcik ameliyatı olmadım. olmamamı söylediler dayımlar. ne olursa olsun bu bizim koca bademcikler bizim ilk korunma mekanizmamızmış. :)
    Di

    YanıtlaSil